7 Haziran 2011 Salı

Ölüdeniz - Fethiye Tatiline Nasıl Karar Verdik

Bir yamaç paraşütü merkezi olan Ölüdeniz eşsiz doğasıyla da birleşince ortaya etkileyici bir manzara çıkıyor . Pl
ajlarında güneşlenirken , yüzerken gökyüzünde yamaç paraşütlerinin dansını seyretmek etkileyici bir görüntü sunuyor .Ölüdenizdeki birkaç yıl önceki tatilimizden çok memnun ayrılmıştık .

Bu gelişimizde 12 adalar turu , Dalış turu , araba kiralayıp bir gün Yakapark , Saklıkent , Patara , Kalkan Turu , diğer gün yine arabayla Sarıgerme , İztuzu , Dalyan , Köyceğiz Turu , diğer günlerde ölüdenizin sahillerinde kalmayı planlıyoruz .

Bakalım bu seferki tatilimiz nasıl geçecek ?

1.Gün Dalaman'a Uçuyoruz

Pegasus Havayollarından bir kaç ay önceden aldığımız biletimizle Dalaman Havaalanına rötarsız uçuyoruz . Yaz başlangıcı olmasına rağmen hava kapalı , fakat henüz yağış yok . Dalaman Havaalanından Fethiye'ye Havaş ile kişi başı 20 TL ödeyerek yaklaşık 1 saatte gidiyoruz . Otogarda inince arkadaşımızı arıyoruz . Bize otogarın yanındaki restoranların birinde kahvaltı edin birazdan geliyorum diyor . Kahvaltıda uzun süredir tadını unuttuğumuz gerçek tereyağıda bulunuyor . Çok zengin olmayan fakat lezzetli kahvaltıya kişibaşı 8 TL ödüyoruz .

Arkadaşımız geliyor ve biraz sohbet sonrası ölüdenize yola çıkıyoruz . Arkadaşımız bize sürpriz yapmak için tenteli bir safari jipiyle gelmiş . Güzel bir havada güzel bir sürpriz olacak bu durum , sağanak yağmur başlayınca eğlenceli bir kabusa dönüşüyor ve hepimiz ıslanıyoruz . Fethiye Ölüdeniz arası 14 km. ,minibüsle gitmek isterseniz 4,5 TL .

Ölüdeniz'e Ulaştığımızda Kendimizi Venedikte Hissediyoruz

Ölüdenizde normalin üstünde bir sağanak yağış var . Jipten inip otele geçerken ayaklarımızın ıslanması bizi rahatsız etmiyor , Çünkü tenteli jipin içinde su içinde kalmıştık . Neyseki belediye altyapıya önem vermiş , oluk oluk akan sular kanalizasyonlarda kayboluyor . Rezervasyonumuzu önceden yaptırmıştık . Odamıza yerleştikten sonra yağmur durunca sahile iniyoruz .

Ölüdeniz nerdeyse tamamen ingiliz turistlerin geldiği bir yer . İngilterede okullar tatil olduğu için oldukça kalabalık . Bizim dışımızda nadiren yerli turiste rastlıyoruz . Cafelerin panolarında ingiliz takımlarının maçları yazıyor ve ingiliz gazeteleri satılıyor .

Hava açınca gökte hemen bir kaç yamaç paraşütçüsü beliriyor . Bir cafede oturup onların 20 - 30 metre ilerimize inişini izliyoruz . Hava biraz açınca insanlar sahile koşuyor , biraz sonra ise yağmur başladığından cafelere giriyor . Bu işten karlı çıkan ise restoran sahipleri .

2.Gün Tlos ,Yakapark , Saklıkent Ve Patara ' ya Gidiyoruz

Hava bugünde açacak gibi görünmüyor . Bir rent a car firmasından 65 TL'ye 1 günlük araç kiralıyoruz ve Yakapark 'a doğru yola çıkıyoruz . Yolda Tlos antik kenti tabelasını görünce giriyoruz . Burası oldukça büyük bir şehir . Bin yıllar öncesi mimarisinde bile bir zevk ve düzen varken bugününkünde neden olmadığını düşünmeden edemiyoruz .

Yakapark Güzel Bir Yer

Tlos 'ta kaya mezarlarına tırmanırken bayağı enerji harcamışız , karnımız acıkıyor ve Yakapark 'a doğru yola çıkıyoruz . Burası küçük küçük şelalelerin olduğu bir yer ve ağaçların arasında birbirine yakın bir kaç restoran bulunuyor . Hepsinin manzarası güzel . Biz bir tanesine giriyoruz . Şelale sesleri arasında doğal ortama özgün dizayn edilmiş bir yere oturuyor ve tanesi 5 TL olan otlu gözleme siparişi veriyoruz . Gözlemenin içine yolda gördüğümüz taze kekiklerden koymalarını istiyoruz . Az miktarda taze kekik , otlu gözlemeye inanılmaz güzel bir tat veriyor ve bir tanesi doyuruyor .

Biraz dolaştıktan sonra Saklıkente doğru yola çıkıyoruz

Saklıkent Vadisinde Dolaşıyoruz

Saklıkent Kanyonuna gelirken yolda yağmur hızlanıyor . Fakat oraya ulaştığımızda kesiliyor . Çevrede bir çok cafe bulunuyor . Kanyona girmek için 5 TL 'ye bilet alıyoruz . Çayda su fazla olduğundan yürüyüş yolundan sonra devam edemiyoruz . Bir doğa harikası Yanıklar çayı üzerine Hes yapılmasının düşünüldüğünü duyduğumuzda böyle güzel bir yere neden saygı duyulmadığını merak ediyoruz .

Cafeye dönüp bir çay içtikten sonra Pataraya doğru yola çıkıyoruz .

Patara Plajına Geldiğimizde Hava Biraz Açıyor .

Bu gün şansımıza yola çıktığımızda yağmur başlarken gittiğimiz yerde duruyor ve rahat rahat dolaşabiliyoruz . Yolda bir köyde düğüne rastlıyoruz . Patara plajı girişinde kişi başı 5 TL ödeyerek harabeleri geçiyor ve plaja ulaşıyoruz . Uzun bir sahile sahip kumsaldaki salaş cafede oturup bir kahve içiyoruz . Cafenin salaş olması sizi yanıltmasın , fiyatları oldukça pahalı . Denizde yüzenler olmasına rağmen belkide bütün günü yağmurlu geçirmemiz nedeniyle yüzmek içimizden gelmiyor . Biraz manzarayı seyrettikten sonra ölüdenize geri dönüyoruz .

Akşam Göceğe Gitmeye Karar Veriyoruz

Pataradan Ölüdenize yaklaşık 1,5 saatte dönüp otelde yemeğimizi yedikten sonra yaklaşık 50 km. uzaklıktaki Göceğe gidiyoruz . Daha çok yat turizminin uğrak noktası olan Göcek ' in ağır ve şık bir havası var . Biraz dolaşıp bir cafede oturup bir şeyler içiyor ve otalimize geri dönüyoruz . Tenha ve şık havası bizi dinlendiriyor .

3.Gün Sabah Ölüdenizde Keşfe Çıkıyoruz

Sabah erkenden karpostallarda Ölüdeniz 'in görüntüsünün yer aldığı Blue Lagoon bölgesine doğru yürüyüşe çıkıyoruz . Bu yol üzerinde sol tarafta girişi paralı olan milli park yer alıyor . Biz sağ taraftan Otel Meri 'ye doğru ilerliyoruz .

Blue Lagoon bölgesine yaklaştıkça kendimizi cennete gelmiş gibi hissediyoruz . Eşşsiz doğasının , sakin deniziyle birleşimi zamanın burada durduğu hissini veriyor .

Günü Ölüdeniz Sahilinde Geçiriyoruz

Bu gün hava yine bir açıp bir kapayarak bizle köşe kapmaca oynuyor . Hava soğuk olmasa da tam yüzmeye niyetlenince yağmur başlıyor ve insanlar koşa koşa cafelere sığınıyor . Hava açtığı anda ise plajlar kısa sürede dolmaya başlıyor . Fakat yağmur uzun süre yağınca insanda yüzme isteği kayboluyor . Yinede inat edip yüzenlere rastlıyoruz .

Bir yağmur , bir güneş derken , yamaç paraşütçülerini izlerken gün gelip geçiyor . Ertesi gün arabayla Sarıgerme , İztuzu , Dalyan , Köyceğiz tarafına gitmeyi düşünüyor , dizel bir arabayı günlük 80 TL 'den kiralıyoruz .

Akşam Yemeğine Fethiye Balıkçılar Çarşısına Gidiyoruz

Arkadaşımız akşam yemeği için Fethiye sahiline veya Fethiyenin ünlü Balıkçılar Çarşısına gidebileceğimizi belirtiyor .
Geçen geldiğimizde balıkçılar çarşısını çok beğenmiş , kalabalıktan servisi kendimiz yapmıştık . Yine oraya gitmeyi tercih ediyoruz .

Fethiye balıkçılar çarşısını anlatmak gerekirse ;

Büyük bir avlu içinde ortada oval bir şekilde zengin balık çeşitlerine sahip 7 - 8 balıkçı bulunuyor . Siz balığınızı , karidesinizi , kalamarınızı satın alıp avludaki hangi restoranda oturacaksanız söylüyorsunuz . Balıkçılar ayıklanmış balıkları bulunduğunuz restorana teslim ediyor ve pişirilip size servis yapılıyor .

Burası henüz mevsim başı ve hafta içi olmasına rağmen yine oldukça kalabalık .

Görülmesi gereken turistik bir yer .

Diğer yanda o kadar para verip aldığınız taptaze deniz ürünlerini restoranlar düzgün bir şekilde pişirmezse , hayal kırıklıkları olabiliyor . Örneğin bizim kalamarımız kullanılmış yağla pişmişti .
Burada 7 kişi için balık ve deniz ürümlerine 120 TL , mezeler ,içecekler ve pişirmeye 160 TL ödüyoruz .

4.Gün Sarıgermeye Doğru Yola Çıkıyoruz

Bu gün otelde kahvaltı sonrası havanın parçalı bulutlu olduğunu görünce çevreyi gezmenin iyi bir tercih olduğunu düşünüyoruz .

Ölüdeniz Sarıgerme arası 1.5 saat sürüyor . Sarıgermede plajın bulunduğu parka giriş kişi başı 2,5 TL , şezlong ve şemsiye ikisi 6 TL . Plajı köy derneği işletiyor . Ortam şık . fiyatlar diğer yerlere göre ucuz . Örneğin çay 75 krş. , Gözleme 4 TL , Manzara , deniz ve park ise olağanüstü güzellikte .

Herşey çok güzel olunca burada uzun süre kalıyoruz . Hava açık ve sıcak , deniz ılık , yüzüyor ve sonrasında enfes gözlemelerden yiyoruz . Saat 15 oldu , ne yazıkki bu cennet gibi yerden ayrılmamız gerekiyor ve İztuzuna doğru yola çıkıyoruz .

İztuzu Plajına Gidiyoruz

İztuzuna yaklaştıkça bir yanda nehir , bir yanda deniz bizi karşılıyor . Manzaralar çok güzel . Plaja girişte araç için 7,5 TL ödüyoruz ve şık görünümlü salaş cafede biraz oturup denize giriyoruz . Burasıda cennet gibi bir yer .

Köyceğizi Geziyoruz .

İztuzundan ayrılmak istemesekte şirin tatil kasabası Köyceğiz 'e doğru yola çıkıyoruz . Göl kenarında şık ve samimi cafeler var . Tur tekneleri de limanda göze çarpıyor . Cafelerde bayağı genç var ve bir çoğu sanırım yüksekokulun öğrencileri .

Biraz dolaşıp bir cafede çay içtikten sonra dalyan 'a gidemiyoruz . Çünkü akşam oluyor . Dalyan - Kaunos gezisini bir sonraki tatile bırakarak 1,5 saatlik bir yolculukla Fethiye 'ye geliyoruz

Dönüşte Çalış Plajına Uğruyoruz

Fethiye Çalış 'a en son 8 yıl önce gelmiştim . Oldukça değişmiş , cafelerin bulunduğu bir cadde oluşmuş , plajı ise yine çok güzel . Fethiye ili ise 80.000 'e yakın şehir merkezi nüfusuyla düzenli , betonlaşmaya teslim olmamış güzel bir modern kent görünümünde . Hava kararmaya başladı Ölüdenizde otele dönüp yemek sonrasında sahil cafelerine gitmeyi düşünüyoruz .

5.Gün Bu Gün Ölüdeniz Koylarında Dalış Yapacağız

Otelde kahvaltı sonrası sahildeki acentede dalış ekibiyle buluşuyor ve sahildeki tekneye yürüyoruz .

Başlangıç (Beginner) adı verilen 7 metreden sığ bir suya yapılan bu dalış teknedeki kısa eğitim sonrası 40 - 45 dakika sürüyor . Yemek dahil fiyat 70 TL , dalış yapmadan katılırsanız 20 TL . Issız koylarda bile denizde yer yer köpüklenmeler görülüyor nedenini kaptana sorduğumda buraya uğrayan gezi tekneleri koylara sintinesini bırakmaz açıktan geliyordur diyor . Ne olursa olsun bu durum denizlerimizin kirlenmesi konusunda tehlike çanlarının çalmaya başladığının bir işareti olarak göze çarpıyor .
Başlangıç dalışı yapmak için bugün 20 kişi var . Gruplar halinde dalıyoruz .

6.Gün Belcekız Plajındayız

Ölüdenizde masmavi bir güne uyandığımızda bu günü burada değerlendirelim diyoruz . Kahvaltı sonrası uçsuz bucaksız izlenimi veren sahile gidiyoruz .


Biraz Belceğiz 'den söz etmek gerekirse

Fethiyeden çıkıp Ovacık ve Hisarönünü geçtikten sonra yokuştan aşağı inince sol tarafta Ölüdeniz - Belceğize geliyorsunuz . Burada 2,3,4 yıldızlı 30 - 40 adet neredeyse hepsi havuzlu , klimalı ,tv 'li odalara sahip otel , tatil köyü bulunuyor . Erken sezonda oda kahvaltı - yarım pansiyon kişi başı 40 - 60 TL , Herşey Dahil 70 - 100 TL 'ye otel bulunabiliyor . Hisarönüne çıkarsanız daha uygun fiyatlar bulabilirsiniz .

Belceğiz (Belcekız) nereye benziyor derseniz bana göre sakin görüntüsüyle Göcek 'i andırsada daha sıcak , şık cafeler sahili süslüyor . Birşeyler içerken paraşütçüleri seyretmek etkileyici . Buradaki bazı özgün cafeler franchise verse cafe zincirine dönüşebilir gibime geliyor . Hepsi güzel o yüzden isim vermiyorum .

Ben Ölüdeniz Belceğiz ' i çok seviyorum . Nedeni şık fakat samimi , ağır ama saygılı , kalitesi yüksek bir belde ve oteller bir çok benzerlerine göre pahalı değil .


Şezlong , şemsiye herbiri 6 TL 'den kiralanıyor . Bütün gün tembellik yapıyor , yüzüyoruz , yamaç paraşütlerini seyrediyoruz .

Ölüdeniz Akşamları Bir Başka Güzel

Ölüdeniz akşamlarında ister geniş sahil yolunda yürüyebilir , isterseniz şık cafe restoranlarda yemek yiyebilir veya bir şeyler içebilirsiniz .
Çoğu yerde yüksek volümlü müzik olmadığından arkadaşlarınızla sesiniz kısılmadan sohbet edebilirsiniz . Hint ve Çin restoranlarına rastlayabilirsiniz . Çin ve Hint yemeklerini denemek isterseniz menüler 20 TL civarından , sahildeki şık cafelerde pizza , makarna fiyatları 14 TL civarından başlıyor . Öğleyin tavuk döner yemeği düşünürseniz 5 TL ' ye karnınızı doyurabilirsiniz .

Ortam çok güzel .


Ölüdeniz özel bir marka ve anlamak için görmek ve yaşamak gerekiyor

7.Gün Mavi Lagundayız

Ölüdenizin bu bölgesini yürüyüş yaparken keşfedip aşık olmuştuk . Günümüzü oradaki plajlarda geçireceğiz .

Kartpostallardaki Ölüdeniz manzarasını simgeleyen fotoğrafın arka bölümünde Otel Meri civarında yer alan Blue Lagoon yemyeşil bir doğa içinde rengarenk ağaçlar , bitkiler , yemyeşil dağlar , sakin ve berrak bir denizden oluşuyor .

Şehrin temposundan yorulduysanız bu cennet sizi gerçek anlamda dinlendirecek bir yer .

Bazı otellerin buradaki plajlarla anlaşmaları var .
Bazı plajlar ücretli , bazıları ise ücretsiz . Hepsi şık ve güzel .